Vuslat*

Seviyorum sabahın ilk ışıklarıyla uyanmayı.
Şehir uyanmadan rüzgârla gelen sesleri duymayı.
Çocukları uyandıracaksınız diyerek kargalara, martılara kızmayı.
Sade bir kahveyi kitap okuyarak yudumlamayı.
Televizyonda izlemeye tahammül edemediğimiz kişilerle yapılan röportajları gecikmeli de olsa bilgisayardan izleme sabrını göstermeyi.
Liyakatsız yöneticileri kulak arkası ederek kendi yarattığımız dünyada uyanmayı.
Sosyal medyanın uzakları yakın eden, bilmediğimiz başka başka hayatları magazine kaçmadan anlatan yönünü seviyorum.
Aşkta asla taşınmaması gereken, insanı karekterli yapan gururu taşımayı seviyorum.
Affetmenin aşka katkısınaysa bayılıyorum.

Tüketimin sınırsız olduğu, ister mutlu ister mutsuz hayatların sadece görünen o yapay renklerini gözlemlemeyi seviyorum. Görünmeyen renkleri bizi ilgilendirmez. Bilesiniz!
Hepimizin yaşamları aynı aslında. Kimimizin camına martı, kimimizin serçe belki de karga konar. Sevinçlerimizin aynı, üzüntülerimizin farklı farklı olduğunu unutmadan
sahilde buluşuruz sevdiceğimizle veya bir kır kahvesinde belki de siyah-beyaz bir sinemada…

Elimizdeki uçan balon kaçınca, uçurtmamız elektrik direğine dolanınca, Asi Nehri’nde beraber yüzdüğümüz kuzular Kurban Bayram’ın da kesilence üzülen çocuklarız. Bu naiflikte büyümüş olunca zordur bize kurban kesmek. Yaradana olan itaatkârlığımızı yine kendisinin yarattığı canı kurban ederek göstermek yerine, dua ile şükür ile ibadet edenlerdenim. Adı “Kurban” olsa da sevdiklerimizi hatırlamak, hasret gidermek, sarılmak, çikolata yiyip bir arada sofra kurmak adına sevmek lazım bu bayramı da…
Kimi zaman çiçek açan kimi zaman yaprak döken duygularımız hep çiçeklenir bayramlarda.
Kutlu olsun bayramımız!

Yüreğinizin merhabaya açık olduğu bir bayram olsun bu bayram!
Merhameti hak edene saklayacağınız, minneti hak edene harcayacağınız bir bayram olsun!
Sevmelerinizi ağlayarak, özleyerek hissedeceğiniz değil sarılarak pekiştireceğiniz bir bayram olsun!
Kızdığınız değil kırıldığınız noktaların silindiği bir bayram olsun!
Cebinizi ne ile isterseniz onunla dolduracağınız bir bayram olsun! Adını siz koyun; para, sevgi, aşk…
Etrafınızdakiler yara değil merhem olsun bu bayram!
Ozanlar başka da çalsa, vuslatı hızlandıran umut var! Unutmayın!
Hepimizin ölüme gittiği hayat yolculuğunda, empati duygusu gelişmiş, kalbi ve vicdanı süslü insanların varlığı sarsın sizi!
Rüyalarda değil gerçek hayatta buluşmalarınız, şarkısız avunmalarınız olsun!

Hz. Ali “Günahsız geçen her gün bayramdır” der. O zaman bize her gün bayram diyorum.
Bayramımız kutlu olsun!
Ğidimberek!

Vuslat*: Kavuşmak.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir