Yaşam bir denge üzerine kurulmuştur ve bu denge bozulduğu zaman her şey alt üst olur. Son yıllarda doğadaki dengesizliği görüyoruz. Buzulların erimesi, iklimlerin şaşması, gökyüzündeki katmanların zarar görmesi vs.. Ve ne yazık ki bunlar insan eliyle yaratılan dengesizlik sonucu oluşmuştur. Doğaya verdiğimiz zararla doğanın dengesini de altüst etmiş bulunmaktayız. Sadece doğanın dengesi mi bozuluyor? Tabi ki insan dengesi de bozuluyor. İnsanlar arasındaki ilişkide buna benzer, bozulduğu zaman sorunlar çıkmaya başlar. Özellikle ikili ilişkilerde kurduğumuz denge önemli…
Karşılıklı eksikliklerin birbirini tamamladığı zaman ilişkilerde bir denge oluşur. Evlilik hayatında iyi bir denge kurmanın uzun bir evliliğin temellerini koruyacaktır. Karşılıklı birbirlerinin ihtiyaçlarını önemsemeli, sadece kendi duygularımızın önemli olduğunu düşünüp karşı tarafı ezmek, ilişkide sadece kendini önemsemek ve öncelik tanımak gibi davranışlarla bir ilişki sürdürüp her zaman alttan alınmayı beklemek bir işkencedir. Fakat ilişkiler bir terazinin iki kefesi gibi denge ister. Aşırılığa kaçmak ya da hiçbir şey yapmamak da dengeyi bozar. İlişkilerde düşkün olan taraf her zaman ilgi ve alakayı fazlasıyla verir, karşı tarafta devamlı almanın hazıyla kötüleşir, devamında sadece ilgi görürse vermek ister. Düşkün tarafta kaybetme korkusuyla vermeye devam eder ve zamanla yorulur ve yorulduğu zamanda hesaplaşma başlar ve denge bozulur. Boşanma davalarında sıklıkla görülen “şiddetli geçimsizlik” durumlarında sebep bu dengenin bozulmasıdır. İlişkilerde temel dengeyi korumak ayrıca bir toplumun sağlığıdır. Herkesin ilişkisini dengede tutması dileğiyle…