Her çocuk güzeldir. Her çocuk, hiçbir zorlukla karşılaşmadan, engellenmeden, hiçbir acıyla tanışmadan, tüm yeteneklerini geliştirme ve seçimlerinde özgür olma hakkına sahiptir. Her çocuk sevilmelidir. Koşulsuzca, sadece sevilmelidir.
Uzaktan bakınca bütün çocuklar birbirine benzer. Oysa her birinin farklı bir güzelliği, farklı özellikleri vardır. Deniz, kırda açan bir çiçek gibidir. Öğlesine narin, kırılgan, öğlesine incedir dalları. Görseniz, ne güzeldir kömür karası gözleri, ne güzeldir gülerken yüzüne yayılan aydınlık. Hemencecik içine çeker sizi masumiyeti. Dünya kirliliğinden, yapışkanlığından arındırmak istercesine girdabına alır sizi, çıkmak istemezsiniz. Biz büyüklerin arındığı anlardır bir çocuğun tertemiz, masum gülüşüne sığındığımız anlar.
Çocukla çocuk olmak dediğimiz, aslında çocukluksuz çocukluğumuza dönme özlemidir. Ağız dolusu gülemediğimiz, boyuna oynayamadığımız, sevinçlerimizi büyütemediğimiz çocukluğumuzu sil baştan yaşama isteği…
Çocuğun koşulsuz, pazarlıksız sevebilmesidir bizleri onlara çeken. Bu onların ortaklaştığı özelliklerin başında gelir. Bu değil midir savunduğumuz? Oysa biz de koşulsuz sevebilseydik, birçok sorun kendiliğinden hallolacaktı.
Deniz kendine has büyüyen özel bir çocuktur. Zorlu bir dönemden geçmiş. Bir çocuğa göre epey ağır acılar tatmış. Türlü hastalıklar atlatmış… Neredeyse çocukluğunun ilk yıllarını hastane odalarında, iğnelerle, serumlarla geçirmiş… Onca acıya bir yetişkin sabrıyla dayanmış. Kolunda serumla yattığı hastane odasında bile neşesinden hiçbir şey kaybetmemiş.
Tanıştım Denizle. Sevdim Denizi. Ama uzaktan. Uzun süre uzak durdu benden. Yakınında istemedi. Denizi uzaktan sevmeniz gerekir. Kolay kolay yakınına almaz sizi. Ona dokunmanız, öpmeniz, kucaklamanız falan… O kadar kolay değildir. Emek vermeniz gerekir. Deniz sizi izleyecek, izleyecek… Onu gerçekten sevdiğinize ikna oluncaya dek… Eğer sevginizde ve ona yakın olma isteğinizde hala ısrar ediyorsanız onu gerçekten sevdiğinize inanır. Ancak o zaman ona yaklaşabilirsiniz.
Deniz, sevgi emek ister sözünün özeti gibidir. Ben sevmek için onu seçmiştim. Bu seçimimden vazgeçmedim. Buna inandırabilmek için çok emek harcadım. Ona dokunmama ilk izin verişi büyülü bir andı. Ona sımsıkı sarılmak, doyasıya öpmek geçtiyse de içimden, yapmadım. Adım adım gitmeliydim Denizle…
Özgürce büyümeli çocuklar… Biz yetişkinlerin içindeki çocuğa arkadaş olmalı. Çocuk arkadaşlarımız mutlaka olsun, bizi saf dünyalarına kabul etsinler. Orada her seferinde arınalım, temizlenelim. Birlikte düş yolculuklarına çıkalım. Tüm kötülüklerden, yalandan, sahtecilikten, çıkardan, zulümden bihaber dünyalarında gülücüklerden yapılma anlar yaşayalım…
Bir bilseniz ne güzeldir Denizi yakından sevmek… Ne güzel bir andır Denizle yetişkin bir çocuk olmak…