Dünya Sağlık Örgütü sağlığı; fiziksel, zihinsel ve sosyal açıdan iyi olma durumu olarak tanımlar.
Utandığımızda yüzümüz kızarır yada çok fazla heyecanlandığımızda elimiz titrer. Bu gibi durumlar toplumda çok normaldır. Toplum bazı duygularımızın üzüntü ve yalnızlık gibi durumların bedensel etkileri olabileceği gerçeğini hala kabullenmemektedir.
Bir balon düşünün devamlı şişiriyoruz ve hiç hava almasına izin vermeden şişirmeye devam ediyoruz ve bizde biliyoruz ki şişirmeye devam ettikçe bu balon patlayacaktır ve nihayetinde patlar zaten. İnsan zihni de balon gibidir, yüklendikçe şişer şişer ve sonunda da en zayıf olduğu noktadan patlar ve burası bağışıklık sistemi, sindirim sistemi ,sinir sistemi vs. olabilir. Şimdi çok kişinin “bu sanki bizim elimizde” dediğinizi duyar gibi oluyorum evet maalesef bazı durumlar bizim yüzümüzden. Hunharca bedenimize yaptığımız eziyetler, çok gereksiz bize zarar veren konularla meşgul olmamız ve daha bir çok şey sayabiliriz.
Bedenimize hiç nazik davranmıyor,hastalandığımız zaman hep dış faktörlerden kaynaklandığını düşünürüz halbuki zihnimizin bu konuda rolü çok fazla… duygularımız çok fazla hiçe sayıp insanlara daha iyi olduğumuz daha ıyı hissettiğimizi göstermek için uğraşıp dururuz halbuki gülmek ne kadar iyi bir eylemse ağlamakta o kadar iyi bir eylemdir ve acılarımızı ,üzüntülerimizi nasıl içimize atmamak gerekiyorsa aynı şekilde sevinçlerimizi de paylaşarak çoğaltabilir ve evrene pozitif renkler yollayabiliriz. Siz siz olun zihninize de, bedeninize de sevgiyle yaklaşın
Yazıma değerli hocam Ruhan Odabaş’ın dizeleriyle sonlandırmak isterim.
Acıları Tutuşturmak
Ağlamaya zamanı olmayan,
çember çevirmeyen elleri
ve
okşanmayan saçları;
geleceğimsin öyle mi,
adın güzelleyecek sonraki yılları? ..
Kara gözlerini öptüğümün,
ekmekten kutsal yüzünü.
O nasıl bakmaktır öyle,
nasıl tutuşturmak acıları? ..
RUHAN ODABAŞ
Sevgiler değerli hocama…