KİTAP VE OKUMAK ÜZERİNE ÇOCUKLARA SORULAR
Çocuklara öncelikle aşağıdaki soruları soralım.
– Hilesiz, zararsız, en faydalı, en masum, kavga etmeyen en iyi arkadaş kimdir?
– İşinize karışmayan ama ihtiyaç duyduğunuzda size yol gösteren, yardımcı olan arkadaş kimdir?
– Evinize gazete alınıyor mu? Kimler okuyor?
– Evinize dergi alınıyor mu? Kimler okuyor?
– Evinizde kitap okuyan kimlerdir?
– Babası kitap okuyan kimler var?
– Annesi kitap okuyan kimler var?
– Abisi, ablası kitap okuyan kimler var?
– Anneniz veya babanız sizlere kitap okuyor mu?
– Aileniz size kitap alıyor mu?
– Kaç kitap okudunuz?
– Yüksek sesle kitap okudunuz mu?
– Topluluk karşısında yüksek sesle kitap okudunuz mu?
– Grup halinde okuma yaptınız mı?
– Kitap hakkında sohbet ettiniz mi?
– Okuduğunuz bir kitabı kısaca anlattınız mı?
– Size kitap hediye edildi mi?
– Kitapçılara giden var mı?
– Kendiniz kitap seçtiniz mi?
– Evinizde kitaplık var mı? Yaklaşık kaç kitap var?
– Odasında kitapları olan var mı?
– Senede kaç kitap okuyorsunuz?
– Kütüphane nedir? Kütüphaneye giden var mı?
– Kitap fuarına giden var mı?
– Fuarda kitap aldınız mı?
– Kitap fuarında neler gördünüz?
– Yazar gördünüz mü?
– Yazarla sohbet ettiniz mi?
– Çevrenizde yazar ve şair var mı?
– Kitap okuma konusunda modeller var mı? Varsa kimlerdir?
– Kitap okumanın faydası nedir?
– Nerede, ne zaman kitap okuyorsunuz?
– “Ağaç yaşken eğilir.” Bu atasözü ne anlama geliyor?
Bu sorulara verilen cevaplar çocukların kitapla olan ilişkisini açıklığa kavuşturduğu gibi kitap okumaya teşvik de eder.
*
Oğluma Alihan’a çocukluk dönemlerinde çok kitap okumasını sağladım. Geceleri uyumadan önce yatakta ona kitap okur, masal anlatırdım. Bildiğim masallar bitmişti. Hayal gücümü de katarak yaşanmışlıkları masal gibi anlatırdım. Zaman zaman isim vermeden kendisini de anlatıyordum. Hatta bazen “baba bu benim” derdi.
Ortaokul yıllarına geldiğinde kitap okutur ve bana kitapta neler yazdığını ve ne anladığını anlatmasını isterdim. Bir gün yine kendisine ve teyzesinin oğluna birer kitap verdim ve bu kitapları okumalarını, sonunda bana anlatmalarını istemiştim. Önce teyzesinin oğlundan okuduğu kitabı anlatmasını istedim. Anlatmaya başladı ama kitabı ezberlemiş gibi bire bir anlatırken takıldı, duraklayınca, oğlum teyzesinin oğluna “Eren araları uydurarak doldur, ben öyle yapıyorum.” dedi. Bu uydur, doldur sözü aslında hayal gücünü kullan ve benzer bir şekilde anlat, demekti. Yoksa virgülü, noktası aynı şekilde anlatmak ezberlemek demektir. Hâlbuki önemli olan birebir aynısını ezberlemek değil anlamaktır, anladıklarını kendine özgü bir şekilde ifade edebilmektir.
Kitaplar, günlük kullanılan dilde bilinen kelimelerin yanı sıra karmaşık, çok az kullanılan hatta bilinmeyen kelimeleri de ihtiva eder. Bu sayede zengin bir kelime hazinesine sahip olunur. Dolayısıyla kitaplar sayesinde çocukların duydukları, öğrendikleri ve kullandıkları kelime çeşidi artar. Kelime dağarcığının gelişmesi, zenginleşmesi çocuğun söylenenleri, okuduklarını anlama ve kendini ifade etme becerisini geliştirir.
Onun için okuyalım, okutalım…