HABER MERKEZİ
Hatay Samandağ’a bağlı Koyunoğlu Dayanışma Platformu tarafından düzenlenen “Hatay’ın ve Arap Alevilerin Kültür Tarihi” konulu panel, Çok Amaçlı Salonda halkın yoğun ilgisi ve katılımıyla yapıldı. Panele, araştırmacı-yazarlar Müslüm Kabadayı ve Tevfik Usluoğlu konuşmacı olarak katıldılar. Panelin açılış konuşmasını Koyunoğlu Dayanışma Platformu adına yapan Emine Güneş Beyazgül, “Kendi tarihi ve kültürünü bilmeyen, yaşamayan toplumlar gelişemez. Bu paneli yapmamızın amacı, zengin kültürümüzü derinden kavrayıp geleceğimize yön vermektir. Üretken ve ortak yaşama kültürüne sahip olan toplumumuzun kültürünü ve tarihini bizimle paylaşacak olan araştırmacı yazarlar Müslüm kabadayı ve Tevfik Usluoğlu’na teşekkür ederiz.” dedi ve ilk sözü Müslüm Kabadayı’ya verdi.
“Hatay coğrafyasını, dolayısıyla burada yaşayanların kültürel dokusunu belirleyen üç temel unsur vardır. Birincisi, Dünya’nın en verimli ovalarından olan Amik Ovası; ikincisi, bu ovayı sulayarak Samandağ’da Akdeniz’e dökülen Asi Nehri; üçüncüsü de endemik bitkileri, zengin madenleri ve sedir ormanlarıyla mitolojilere konu olan Amanos Dağları’yla mitolojide Zeus’un boğanın sırtına binerek Avrupa’ı Girit Adası’na kaçırdığı Cacius (Cebel-i Akra, Keldağ) Dağı’dır. Bunlara, Hatay’ın yetiştirdiği şairlerden Sabahattin Yalkın’ın deyişiyle “A-ş-kdeniz”i eklemek gerekir. Deniz, dağ, ova ve nehrin beslediği bu güzel coğrafyanın insanı da birçok açıdan insanlık tarihine katkıda bulunmuştur.” diyerek konuşmasına başlayan Müslüm Kabadayı, insanın evrimsel gelişiminde coğrafyanın önemine dikkat çekti.
Hatay’da tarih boyunca kurulan uygarlık ve devletlerle burada yaşayan halklar hakkında önemli bilgiler veren Müslüm Kabadayı, “Antakya’nın kurulduğu coğrafyanın özelliklerini betimleyen heykel, Roma çağında “Fortuna” adıyla da anılan “Antakya Tyche”sidir. M.Ö. 300’de Helenistik çağın Lysispus’un öğrencisi Eutychides tarafından bronzdan yapılmıştır. Bugün de Antakya’nın sembolüdür ama Vali Ürgen alanındaki heykel ne yazık ki tahrip edilmiştir. Dünya’da ilk defa sokak aydınlatmasının yapıldığı Herod (Kolonadlı) Caddesi, Roma döneminde Antakya’da açılmıştır. Bugün Kurtuluş Caddesi’nin 7 metre altında olduğu saptanmıştır. Antakya, Daphne ve Seleuceia Pieria kentlerinde Roma döneminde yer mozaikleri başta olmak üzere çok önemli süsleme sanatı gelişmiş, birçok mitolojik olay ve kahraman işlenmiştir. Bu dönemde bilim, sanat, ticaret ve dinsel etkinliğiyle Antakya, Roma ve İskenderiye’den sonra öne çıkan bir kent olmuştur.” dedi. Bu gelişmede,M.Ö. 195’te Egribozlu şair Euphorion’un öncülüğünde kurulan Antakya Kütüphanesi’nin ve daha sonraki yüzyıllarda etkili olan Antakya Akademisi’nin büyük payı olduğunun altını çizdi.
ANTAKYA DOĞUNUN KRALİÇESİ
Araştırmacı yazar Dr. Tevfik Usluoğlu da, Hatay’ın kültür tarihine dair bazı hatırlatmalar yaparak konuşmasına başladı: “Antakya bir başkent. Doğunun kraliçesi. Dünya Barış Kültürünün geliştirilmesi için önemli bir model. Barışın Dili. Tarih üreten bir kent. Uygarlık merkezi. Antakya, Yunanlı Stroban’a göre, Tetrapolis ( dört şehir). Zeus’un, Afrodit’in, Artemis’in, Hakete’nin, Apollo’nun ayak izleri dar sokaklarında Antakya’nın. El Maklub- Asi- Orontes’in suyunu içmiş bu kent. Ondandır Asi ve aksi oluşumuz. Bundandır haksızlığa karşı işaret parmağımızı havaya kaldırıp itirazlarımızı sıralamamız.
Kentin tarihi, süreklilik ve durağanlık arasındadır. kent romalılardan bu yana ayrıcalıklı yanını sürdürür. Kent büyük kültür merkezi olma özelliğini sürdürürken, ünlü Roma hatibi, Çiçerondan, İskender’e, Kral Selevkos’a, Libanus’tan, sabrın ve inzivanın sahibi Simon’dan, Davut El Antaki, Yusuf El Hakim, Arapların en büyük şairi Ebul Ala El Maari’ye ( Dantenin çalıp – üzerinde bir kaç değişiklik yaparak yayınladığı “ İlahi Komedya’nın” yazarıdır.) Zeki El Arsuzi, Muhammed Ali El Zerka, İbrahim Zeyfa, Vahip El Ğanim, Suphi Zahhur, George Cabbur, Hasan Zarka, Faiz İsmail, Ethem İsmail, Fevzi Bayaslı, Hanna Meyna, Suphi Verd, Nahli Verd, İskender Luka, Sıtkı İsmail, Zeki Kasım, Süleyman El İsa, Edip Edip, Kigard Matustan, Cemil Meriç, Süleyman Okay, Ali Yüce, Yahya Kanbolat, Gasip İnal, Sabahattin Yalkın, Burhan Günel, Ayla Kutlu ve nicelerin memleketi..!
Araştırmacı-Yazar Tevfik Usluoğlu, “Sonuçta yüreği soldan atan biri olarak, küresel çapta, demokratik, özgür, eşit, adil, ekolojik bir uygarlığın heyulası ile sizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.” diyerek konuşmasını bitirdi. Panel, soruların cevaplanması ve ardından kemanda Ahmet Gültekin, gitarda Hüseyin Kayıkçı’nın katkılarıyla müzik dinletisiyle bitirildi.