Antakya’nın kaldırımlarında yürümek cesaret ister, çevik ve kıvrak olmalısınız, yoksa vay halinize..
Malum yollarımız yetmediği için!
Bir kısım yük taşımacılığı yapan ve gezintiye çıkan sürücüler, direksiyonu kaldırımlara sürüyor!
Çünkü en kolay bir şekilde gidebilecekleri bir tek kaldırımlar kaldı!
Yayaların hayatı, tehlikesi, canı cehenneme!!
Zaten sahipsiz bir memleket!
Ne denetim var, ne denetleyen!!
Herkes bu şehirde kafasına göre takılıyor, istediği gibi her yeri dizayn ediyor!
Canı ne istiyorsa yapıyor, karışan yok, eden yok!
Oh ne âlâ!
Size belki şaka gibi gelebilir!
Özellikle kaldırımlarımız, çocuklarımız, yaşlılarımız ve hamile kadınlarımız için risk taşıyor..
Kaldırımlarda yürümek neredeyse imkansız!
Ya kırık dökük, ya kaygan, ya da yerinden oynuyor..
Bir kaysanız! Allah muhafaza!..
Yürümek şöyle dursun; yağmurlu havalarda üzerinize suyun sıçramaması için kaldırımlarda balerin gibi yürümek zorunda kalırsınız..
Diyeceksiniz ki, mademki kaldırımlar böyle!
Hiç mi bugüne kadar düzeltmek için çaba gösterilmedi..
Ne yazık ki öyle!
Yerel basın yayın organlarında defalarca haber konusu olmasına rağmen hiçbir düzelme olmadı, ayrıca kaldırımları şöyle bir gezip insanların yaşadığı sıkıntıyı, çileyi gezip de gören olmadı..
Motosiklet, bisiklet, şaka gibi bazen otomobil bile görmüşlüğüm var kaldırımlarda..
Yayaların yürümesi için yer kalmadı Antakya kaldırımlarında..
İnşaat malzemeleri gelişigüzel kaldırımlara bırakılır..
Sebze ve meyve tezgahları açılır..
Satıcılar her türlü eşya ve gereçlerini işyeri gibi dizer..
Herkeste bu manzaraları seyreder..
Kendinize güveniyorsanız, bir yerinizin sakatlanmasını, kırılmasını istemiyorsanız, yürüyün bir Antakya kaldırımlarında..
Kusura bakmayın ama yürümek cesaret ister!!
