Yollarımız çukur, çevremiz kirli, trafik çilesi ise her geçen gün içinden çıkılamaz hale geliyor.
Hatay’ın sorunları çözüm yerine çözümsüzlükle boğuşuyor.
Yıllardır aynı sorunlar yerinde sayıyor!.
Hatay’ın nüfusu artıyor, araç sayısı çoğalıyor ama yollarının sayısı artmıyor, çoğalmıyor!
Şehir artık bağırıyor “Ben bu yükü kaldıramıyorum” diye..
Duyan da yok, üzerine alınan da yok!
Artan nüfusa Suriye nüfusu da eklenince Hatay’ın nüfusu ikiye katlandı..
Bu nüfusa hizmetler yetmiyor!
Bir de planlamalar iyi bir şekilde yapılamadığı için büyükşehirle diyaloglarda da sıkıntı yaşanıyor.
Bahaneler, mazeretler de bitmiyor!
Hep eften püften bahanelerin arkasına sığınılıyor!.
Oysa belediye başkanları, sorunlara değil çözüm yollarına, geçmişe değil geleceğe odaklanmalı.
Bir meseleye neden yapılamıyor mantığıyla yaklaşmak yerine daima nasıl yapılır sorusunun cevabını arayarak yaklaşmalı..
Ayrıca; hizmete talip olan kişiler aslında zorluklara, sıkıntılara ve yorgunluklara da talip olduğunu unutmamalıdır..
Seçilene kadar değil, görev süresi bitene kadar hizmet anlayışı ile hareket etmeli..
Belediyenin kaynakları doğru ve yerinde kullanılarak, halka geri dönüşü sağlanmalı..
Siyaset değil, hizmet yapmalı..
Her gelenin gideni aratmayacağı dönemler yaşanmalı..
Vatandaşın gözünü boyayacak hizmetler yerine kalıcı eserler bırakılmalı.
Dürüst, şeffaf, halkını kucaklayan ve ciddi bir belediyecilik anlayışı sergilenmeli.
Hatay kaç dönemdir bunu yıllardır sayıklıyor, ama istediği rutin hizmetleri dahi yerine gelmiyor.
Aslında Hatay halkının çok istediği bir şey yoktur!
Suyu aksın, elektriği kesilmesin, yolları düzgün olsun, trafik çilesi olmasın!
Bu talepler mega projeler değil!
Olması gereken ve zorunlu hizmetler!
Eğer bunları da başaramıyorsunuz, o makamda oturmaya da hakkınız yok!
Rutin hizmetleri yapmayanların bir daha bu göreve talip olmaya yüzleri olabilir mi acaba?