Başarı en güzel intikamdır, seni sevmeyen herkesi üzer diyor Lacan.
Herkes başarılı olmak ister. Daha iyi, en iyilerden birisi, belki de en iyisi..
Tabi bunun sadece istekte kalmaması için yapmamız gerekenler var;
Öncelikle derinlerde bize söylenmiş yapamazsın, edemezsin, başaramazsın… Kalıplarından ve sınırlarından kurtulman lazım.
Bunun için kitaplar okumalı, düşüncelerinle savaşmalı ve belki de terapiye gitmelisin.
Aziz Sancar, Nobel fizik ödülü sahibi diyor ki:
“Çoğu insan zekaya inanır, ben inanmıyorum, bizi birbirimizden ayıran emektir, ben çalışmaya inanıyorum..”
%95imiz yakın zekalardayız.
Bizi ayıran çalışma stilimiz ve zihnimizin ferahlığıdır.
Çevredeki insanlar, otobandır ya da kasis..
Dikkate alırken sizi ne kadar sevdiklerini, ne kadar iyiliğinizi isteyeceklerini bilerek kaale almalısın.
Duyduğun cümlelerden etkilenmemelisin; matematik bilmeden sınavı yapamazsın, ilk yılında kazanmazsan olmaz bu iş, yanlış bir bölüm seçtin…
İnsanların ağzı torba değil ki büzesin.
Tek bir zeka tipi yok; dokuz tane var eminim ki var bir ikisi sende…
Kendini sadece bilişsel, akademik geliştirme ayrıca güzel sanatlarda, teknolojide, sosyal ilişkilerde ve ahlaki yönden de geliştirmelisin.
Kendine ilham alacak sözler, yaşam hikayeleri, müzikler, mekanlar bulmalısın.
Beyin aynı bir yakıt gibidir, hep yeni bilgi ister yoksa boşa döner, durur.
Kendini kimseyle kıyaslama rakibin kendinsin.
Önceki düzeyini yüzde on geçmeyi amaçlamalısın.
Nefes ve gevşeme hikayelerini aksatmamalısın.
Başarının sırrı yoktur. Hazırlık, sıkı çalışma ve başarısızlıktan öğrenmenin sonucudur.