Geleceğin insanlığı

Geleceğin dünyası nasıl olacak sorusu en çok merak edilen cevaplar içeriyor. Şu an edindiğimiz tüm bilgiler, teorik ya da deneyim sürecinde olan tüm bilgiler hücrelerimize işleniyor.

Bizim şu an bu boyutta ve bu idrakte anlayamayacağımız fakat gelecekteki insanların çözebileceği türden bilgiler bunlar. Bizler sadece okuyoruz, dillendiriyoruz, sohbetlere konu ediyoruz fakat hayata geçirmekte ustalaşamadık. Peki bu bilgiler neden bize ulaştı: Bunun bir amacı var.

Tüm amaç, titreşimimizin yükselmesi. Titreşimimiz yükselirse, bakış açımız da değişecek, şuurlu ve bilinçli nefesimizle titreşimi yüksek kelimelerimiz diğer bilinçlere ulaşacak, düşünce yapımızda büyük bir devrim gerçekleşecek ve en önemlisi de, kendimiz ve evren hakkındaki yorumlarımız daha erdemli hale gelebilecek. Bedenimizdeki atomların titreşimini yükselterek maddeye farklı bir şekil vermiş olacağız. Bu değişimin haberi, An zaman içerisinde Gluon (atomaltı partikül) denilen postacılar ile tüm kainata ulaşacak. Ve Kainatın Bilgi merkezinde kayıtlanacak. İhtiyacı olan bir varlığın bu bilgilere ulaşması mümkün olabilecek ve dolayısıyla yaratıma büyük bir katkıda bulunmuş olacağız. Ayrıca, bu bilginin kuvvesi DNA hücrelerimize işlenecek, DNAmız ile bu bilgiler gelecek nesillere aktarılacak. Vefat ettikten sonra bile, hücrelerimiz toprağa karıştığında, bu bilgiler dolaylı yönden ağaçlara, kuşlara, suya, havaya sirayet edecek. İşte bu bilgileri bilinçli olarak kullanmak bu yüzden önemli. Geleceğin değişimine katkımızın ne denli güçlü ve etkili olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bu anlatılanlar birer ütopya değil. Geleceğin insanlığına aktardığımız birer mesaj. Neden dünyadayım, burada ne işim var. Bir işe yaramıyorum, nereden geldim nereye gidiyorum. Fonksiyonum ne. Bir yararım var mı gibi gereksiz serzenişlere, bahanelere hiç gerek yok. Her insan çok değerli. Hepimiz çok kıymetliyiz. Ve bunun kıymetini bilenlerden, liyakatine erenlerden olalım. Bunları layığı ile yerine getirebilirsek, geleceğin insanlığından ümit var olabiliriz.

Peki bireysel olarak yaradılışa nasıl katkı sağlayalım?

Hayat çok değerli. Vaktimiz çok kıymetli. İzlediğin, takip ettiğin, merak ettiğin tüm ilgi alanına giren her şey sana ne veriyor? Yaşamına ne katıyor? Seni bulunduğun yerden alıp hangi basamağa koyuyor? Sana nasıl haller yaşatıyor? Yaşadığın o halleri nasıl değerlendiriyorsun? Ruhuna ne katıyor? Seni değiştirmeye muktedir mi? Örneğin kişisel gelişim ile ilgili bir sürü kursa katılıp saatlerini harcıyor ve bir sertifika alıyorsun ayrıca maddi olarak da inanılmaz rakamlar ödüyorsun. Peki hayatında ne değişiyor? Sana farkındalık olarak ne katıyor? Yoksa o zaman diliminde kalıyor ve sen yine aynı sen olarak mı devam ediyorsun hayatına?

Bunlar çok iyi tahlil edilmeli. Haftada bir de olsa bir sentez yapmak gerekiyor. İnsanın hafta da bir de olsa bir saat ya da yirmi dakika kendine zaman ayırması şart. Kendini gözlemlemesi lazım. Bu kendin için bir yatırım. Kendine yatırım yapmak en büyük erdemdir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir