Ressam Atıf Soğuksu, 1969 yılında başladığı sanattan kopamadı ve 52 yıldır sanatın içinde. Soğuksu, “Resim yaparken dünya ile bağlantım kesiliyor. Sanattan kopmak güzel bir şey değil. Benim şimdi iki torunum da çok güzel resim çiziyor. Ve sanata karşı bir ilgileri var. Bu benim çok hoşuma gidiyor” dedi…
ALİ ZAN
İlimiz Hatay’ın tanınan sanatçıları arasında yer alan Ressam Atıf Soğuksu, Gazetemiz muhabirinin sorularını yanıtladı.
Sanata başladığı günden bu yana yaşadıklarını paylaşan Atıf Soğuksu, soru ve cevap şeklinde gerçekleşen röportajda merak edilen tüm sorulara yanıt verdi.
SANATA BAŞLAMA SERÜVENİNİZ NASIL OLDU?
“Ortaokul çağlarında sanata olan tutkum başladı. Öğretmenler ders anlatırken ben resim çizerdim. O dönemlerde resimden kopamıyordum, elime kalemi kâğıdı alır almaz sürekli bir şeyler karalıyordum. Nerde bir ressam görsem onun dükkanında bulurdum kendimi. Tabii o dönemde sayısı çok azdı sanatçılarımızın. Alladin Sürmeli benim hocamdı. Ben işe tabelacılık ile başladım. Hocamın yanında A’dan Z’ye her şeyi öğrendim. Ben temel eğitimimi Alladin Hocadan aldım, fakat kendi kendimi geliştirirdim. Bu işe yarım gün okul, yarım gün hocamın yanında tabelacılık yaparak öğrendim. İki yıl sonra Orta ikiye giderken Kurtuluş Caddesinde kendime bir dükkân açtım. Daha sonra Antakya Sanat Lisesinden mezun oldum. Askerlik çağıma kadar atölyemde sanatımı icra ettim. Fakat askerden döndükten sonra 30 yıl Köy Hizmetleri Müdürlüğünde teknik ressamlık yaptım. 30 yıl boyunca atölyemi de kapatmadım memurluk yaparken geceleri boş vaktimde atölyede zaman geçirirdim. Şimdi emekli oldum, tekrardan kendi atölyemde hem hocalık yapıyorum hem de sanatımı icra ediyorum”
KAÇ YILDIR SANATLA UĞRAŞIYORSUNUZ?
“Ben 1969 yılında sanata başladım, 52 yıldır da sanatın içindeyim. Resim yaparken dünya ile bağlantım kesiliyor. Sanattan kopmak güzel bir şey değil. Benim şimdi iki torunum da çok güzel resim çiziyor. Ve sanata karşı bir ilgileri var. Bu benim çok hoşuma gidiyor.”
SANATA SADECE YETENEĞİ OLANLAR MI BAŞLAMALI?
“Bir yeteneğin olmasına rağmen bir eğitimin alınması taraftarıyım. Çünkü mesleğin ucu açık ve geniş. Temel eğitim şart ben kursiyerlerime de hep bunu diyorum. Sanatla uğraşan biri bir ressamın yanında eğitim görmeli. Ben isterim ki bütün aileler çocuklarının elinden tutsun. Ama bunu yaparken bir hobi olarak başlasınlar, derslerini aksatmasınlar. Yetenek önemli değil önemli olan süreç. Yani yeteneği olan bireyde eğitim almalı, yeteneği olmayanda eğitimden sonra zaten öğrenir. Yeteneği olan birey bir ayda kavrar yeteneği olmayan ise bir yılda ama sonunda öğrenir. O yüzden benim için eğitim çok önemli. Yetenek değil.”
ESERLERİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?
“Benim asıl mesleğim tabelacılık fakat kendimi geliştirerek farklı sanat dallarını da öğrendim. Hat sanatı, kaligrafi, karakalem, ters çalışma, pastel ve zihin gücüyle olan bütün çalışmalar yapmayı seviyorum. Mozaik görünümlü çalışmalarımda var. Benim sınırım yok çalışmalarımda, sürekli üstüne katmayı ve kendimi geliştirmeyi seviyorum.”
HAT SANATI NEDİR?
“Hat sanatı harflerin ahenkle işlenmiş hali. Hat sanatı ile kaligrafi sanatı çok karıştırılıyor. Asında ikisi de farklı şeyler. Hat sanatı, Arapça karakterlerle işlenir kaligrafi sanatı Türkçe karakterlerle yapılır. Arapça okur ve yazar değilim, fakat benim bir arkadaşım var Kuran kursu veriyor, bide sınıf arkadaşım var Şefik hocam ondan da esinlenerek öğrendim. Arapça karakterleri şimdi işliyorum.
Özel günlerde bunlara ilgi çoktur. Hazır olan da var, özel istek üzerine yaptığım da çok fazla var.”
KAÇ TANE ÖDÜLÜNÜZ VAR?
“İnanın hiç saymadım o kadar çok fazla aldım ki, artık saymıyorum. Pandemiden önce bir davet aldım Kıbrıs’tan, Lefkoşa ve Girne üniversitesinde sergi yapmak için fakat salgın çoğalınca gidemedim. Fakat davetleri hala geçerli en kısa zamanda gitmek istiyorum.”
ELİNİZDE YAPMIŞ OLDUĞUNUZ BİR ESER VAR MI?
“Şu an özel bir sipariş aldım İstanbul’dan, bir aile tablosu yapacağım onun için çalışıyorum. Yurt dışından da siparişlerim var, bunlar beni mutlu ediyor. Taktir edilmek bir ressam için en iyi armağan.”
ATÖLYENİZİ ZİYARET EDEN TURİSTLER OLUYOR MU?
“Sanat ve Sanatçılar Topluluğu Kültür Derneği (SAKÜDER) Başkanı Ali Eser, birkaç ay önce İstanbul, Ankara ve İzmir’den arkadaşlarla beni ziyarete geldiler. Atölyemi ziyaret ettiler. Hayranlıkla izlediler. Böyle toplu şekilde gelenler tabi ki oluyor. Hatta turistler daha fazla ilgi gösteriyor.”
SİZİ ZİYARETE GELDİKLERİNDE NELER HİSEDİYORSUNUZ?
“Büyük mutluluk, haz ve coşku hissediyorum. İnsan işini severek yaparsa başarır. Azim ve istek önemlidir. Çok mutluluk duyuyorum ve zevkle yapıyorum. Bazı eserlerimi bitirdiğimde ‘bunu ben mi yaptım’ mutluluğu kaplıyor içimi. Ressamlar çok yönlü ve farklı çizgileri olmalı”
SANATIN YETERİ TAKTİRİ ALDIĞINA VE İLGİYİ GÖRDÜĞÜNE İNANIYOR MUSUNUZ?
“Burada, maalesef göremiyoruz. Zaman zaman bunu dile getiriyorum. Üzgünüm bu konuda. Sanatı seven kişilerin çoğalmasını istiyoruz. Emeğimizin karşılığını almak istiyorum. Sergilere gitmesem şehir dışında satış zaten sıfır. Burada sergi yaptığımızda gelen insanlarda bir tuhaf. Seyirci gibi iki dakika da sergiyi gezip gidiyor. Sanatın inceliğinden anlayan kişi sayısı çok azaldı.”
KURSİYERLERİNİZE VE SANATA YENİ BAŞLAYACAK OLANLARA NE SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
“Bu sanat dalına eğer giriş yapmak istiyorlar ise Severek, korkmadan bir şeyler çizmelerini öneriyorum. Bu sanatı yapmak istiyorsanız çok çalışmanız gerektiğini, azimle devam etmeleri gerekiyor. Zordan kaçmamaları lazım. Sürekli kendilerini geliştirmeleri lazım. Kaybolmaya yüz tutmuş bu sanatı gündeme yeniden getirmek için gelecek nesile ihtiyacımız var. Gelecek olan öğrencilerime ve yeni başlayacak olanlara, sanatı öğretmek ve bildiklerimi paylaşmak isterim”