Tüm yurtta olduğu gibi ilimizde de koronavirüs vakalarında ciddi anlamda artışlar yaşanıyor.
Ölümlerin sayısı artıyor, koronavirüs genç-yaşlı dinlemiyor, yakaladığını yanımızdan alıyor.
Son iki yıldır dünyayı kasıp kavuran virüs belasına karşı aşı karşıtlarının direnmeye devam etmesi düşündürücü..
Salgından ölenlerin büyük bir kısmı ya aşı vurulmamış, ya da aşısını tamamlamamış hastalar..
Aşı vurulanların büyük bir kısmı da hafif bir şekilde hastalığı atlatıyor.
Kronik rahatsızlığı bulunanlar da ne yazık ki bu salgının pençesinden kurtulamıyor.
Bütün bunlar yaşanırken, tedbir almada halen üzerimize düşen görevleri yerine getirmiyoruz.
Maske+sosyal mesafe+hijyen kuralına uymamakta direniyoruz..
Uyanları da zor durumda bıraktıklarının farkında değiller..
Geçtiğimiz gün toplu ulaşım aracına bindiğimde maske takmayanlarının sayısının fazla olması beni oldukça üzdü.
Bu kadar vaka artışına ve ölümlere rağmen bu sorumsuzluk, vurdumduymazlık niye halen anlamış değiliz?
Maske takmayarak, ulaşım aracı içerisinde bulunan diğer insanları da riske attıklarını acaba biliyorlar mı?
İkaz ettiğiniz zaman bir de efeleniyor!
“Hayat benim hayatım” diyor..
Başkasına da virüs taşıyacağını düşünemiyor..
Avrupa ülkelerinin bazı eyaletlerinde maske takmayanlara para cezası keserken bazıları cezai yaptırım uygulamamaya devam ediyor.
Zorunlu hale getirilmediği sürece maske takmayanların sayısında artış olacağı gibi vaka sayılarının da önüne geçilemeyecek.
Toplu ulaşımlar salgının en kolay yayılabileceği alanlar!
Böylesi bir risk ortamında maske takmamak akıl tutulması gibi..
Aynı şekilde gençlerin en çok uğrak yeri olan kafeler..
Kış ayının gelmesiyle kafeler tıka-basa doluyor.
Ne sosyal mesafeye dikkat ediliyor, ne maske takılıyor!
Denetimlerde yetersiz kalınca, koronavirüsün uzun bir süre daha hayatımızdan çıkmayacağını gösteriyor.