Şüpheniz olmasın!

Öncelikle babamın vefatından dolayı arayan-soran, mesaj atan, taziyeye gelerek acımızı paylaşan herkese teşekkürlerimi sunarım.

Sevinçler paylaşıldıkça çoğalır, üzüntüler paylaşıldıkça azalır..”

***

Atakaş Hatayspor’un, Medipol Başakşehir ile oynadığı maçı izleyemedim, sadece televizyondan özet görüntülerini izleme şansını buldum.

Haftalar öncesi başlayan düşüşün Başakşehir karşısında tavan yaptığını gördüm.

Üstüne üstlük sakatlıklar, cezalı oyuncu sayısındaki artış, teknik direktör Ömer Erdoğan’ın kadro kurmadaki şansını ve seçeneklerini azalttı..

Düşüş günlerinde kadro derinliğinin olmayışı belirgin bir şekilde daha ciddi bir şekilde hissedildi.

Ama her şeye rağmen Ömer Erdoğan’ın şu ana kadar elindeki kadro ile başarılı olduğunu ve “en iyisini yaptığını” net bir şekilde söyleyebilirim..

***

Altay deplasmanında zorunlu rotasyona giden Ömer Erdoğan, sistemde de değişikliğe giderek, sahaya sürdüğü oyunculardan en iyi verimi almaya çalıştı.

Oynanan futbol çok ümit vermedi ama iki maç üst üste kaybetmenin stresini yendi, İzmir’den 3 puanı cebine koyup geldi.

Altay maçında da gördük ki, sezon başından beri “enerji ortalamaları” değişmeyen isimler; Ruben Riberio ve Mame Diouf..

Kalitelerini ortaya koydukları zaman neler yapabileceklerini bizlere yine gösterdiler..

İkisi de maç boyu zerre kadar kaçak dövüşmüyor!

Keşke takımda ikişer tane daha Riberio ve Diouf olsa..

Çünkü başarının anahtarı bu iki isimde!

Oynanan futbola bakacak olursak;

Altay karşısında özellikle ilk yarıda çok pas hatası yapıldı.

Hatayspor savunmada kalabalık durup, kontratakla gol aradı ama hücumda üretken olamadı..

Takım olarak çok fazla geriye koştular. Oysa Ömer Erdoğan’ın kafasında rakibin açık alanlarını hızlı geçmek ve bu alanları Kamara ve Dylan Saint Louis gibi atletik oyuncularla iyi kullanmaktı..

İlk yarıda bunda pek başarılı olunamadı. Baskıyı da kurdu ama istenilen pozisyonlar gelmedi..

Aslında yapılacak tek şey şuydu; arkada hızlı oyuncu bırakmak ve önde kritik anlarda top kaptırmamaktı…

Hatayspor ilk yarıda ne geride hızlı oyuncu bıraktı ne de önde top tutabildi!.

İkinci yarıda Saba Lobjanidze’nin oyuna girmesiyle hücuma daha hızlı çıkan Bordo-Beyazlılar aynı zamanda yüreklerini ortaya koyarak oynamaya başladı..

Oyuna sonradan girdiği bölümlerde daha verimli olan Saba Lobjanidze’nin taşıdığı toplar rakip kalede etkili oldu ve değişikliğin ve zamanlamanın yerinde olduğu görüldü..

Maçın ikinci yarısında kazanmayı daha çok isteyen taraf Hatayspor’du..

Oyunun büyük bir bölümü Altay kalesi önünde geçti. İkinci 45 dakikada evsahibi takımın pozisyonu dahi yok!..

Sevindirici bir diğer konu ise sezon başında çok beğendiğim sonrasında hayal kırıklığına uğradığım Dylan Saint Louis’in kazanılması..

Zaman zaman forma şansı bulan fakat güvenilmeyen Dylan’ın galibiyete katkısı olması çok önemli, çünkü büyük moral oldu. Genç oyuncunun kabuğunu yırtmasının ayrı bir kazanım olduğunu düşünüyorum…

Hatayspor Altay karşısında sadece 3 puan almadı, kaybettiklerini de kazandı.

Başakşehir maçından sonra “travma yaşayan” takımı ayağa kaldıran ve geri dönüşün öznesi yaparsak;

Ömer Erdoğan’ın da hakkını vermiş oluruz!.

Kimse sonuna kadar kazanamaz olsa da Hatayspor’un ligin sonuna kadar istikrarını korumakla eğitildiğinden şüpheniz olmasın!..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir