Kötülüğün tarihi

İyi ya da kötü zaman yoktur, iyi ya da kötü insan vardır.

“Doğru zamanda doğru insan” diye bişey hiç yoktur. Çünkü zaman doğru ya da yanlış olamaz. Doğru ya da yanlış insan olur.

Nasıl mı?

Hadi biraz zaman yolculuğu yapalım. Geride bıraktığımız zamanlardan örneklerle…

“… Zeus, Tanrıçalar gibi güzel olan Pandora’yı, Prometheus’un ikizi olan Epimetheus‘a bir kutuyla/küple gönderir. Kapıyı çalan Pandora’nın güzelliğinden büyülenmiş olan Epimetheus, onu evine alır ve ertesi gün onunla evlenir. Söz konusu kutuyu/küpü açmasını Pandora’nın kulağına fısıldayan Zeus’un, artık insanlıktan intikam alma zamanı gelmiştir. Zeus sayesinde kutuyu/küpü (Pandora’nın kutusunu) açan Pandora, insanlık arasında mutsuzluğu salıvermiştir. Böylece kötülükler dünyaya ve insanlığa yayılmıştır.” İfadesi o dönemin bir vesikası değil mi?

Sokrates’in Milattan Önce 390’lı yıllarda, yani 2400 yıl önceki tespiti:

“O insanlarla ilgili olarak meydana gelen bazı şeylerden sorumludur; fakat onlarla ilgili çoğu şeyin sorumlusu O değildir. O, her şeyin sebebi değil, yalnız iyi olanın sebebidir. Kötü olan şeylerle ilgisi yoktur. Tanrı iyi olduğu için, insanların başına gelen her şey, çoğumuzun sandığı gibi, ondan gelmez. Yalnız iyi olan şeyler Tanrıdan gelir… İyi olan şeyler de, kötülüklerden daha az olduğuna göre, Tanrı’dan çok değil, az şey gelir bize…Bu nedenle kötü şeyler için başka sebepler aranmalıdır. Bunların Tanrı’dan geldiği söylenmemelidir.” İfadesi o dönemin bir vesikası değil mi?

Milattan sonra 500’lü yılların sonu ile 600’lü yılların başında, Arap coğrafyasında, kutsal metinlerde geçen

“Asra yemin ederim ki,

İnsan gerçekten ziyandadır.” İfadesi o dönemin bir vesikası değil mi?

Hüseyin öldürüldü. Yetmedi. Kafası mızrağa takıldı ve herkese gösterildi. Üzerindeki değerli eşyalar alındı ve yarı çıplak bırakıldı ve cansız bedeni atlara çiğnetildi. Kerbela’da yaşanılan bu olay o dönemin bir vesikası değil mi?

Ortaçağ Avrupa’da insanın hiçbir kıymeti yoktu. Engizisyon mahkemelerinde yüz binlerce insan haksız yere ve çok defa sırf servetlerini ele geçirebilmek için öldürüldü. Papazlar çeşitli menfaatler karşılığında günahları affediyorlardı. Hatta cennetten yerler satıyorlardı. Mantık ve insanî esaslar kaybolmuştu.

Ortaçağ’da ailenin çocuğa bir an önce büyümesi beklenen yetersiz varlık gözüyle baktığını, yine bu dönemin Hristiyanlık anlayışına göre çocuğun ‘’günahkar’’ bir varlık olarak görüldüğü, o dönemin bir vesikası değil mi?

“Japonya’nın, Nanking Katliamı’nda 300.000’den fazla sivili öldürdüğünü biliyoruz.”

Sovyet askerlerinin Doğu Avrupa’da en azından binlerce, potansiyel olaraksa yüz binlerce kadına tecavüz ettiğinden haberdarız.” Bu yaşanılanlar o dönemin bir vesikası değil mi?

Aşık Seyrani’nin ( 1807 -1866 ) yazdığı aşağıdaki dörtlük dönemin bir vesikası değil mi?

“Rüşvet ile yazar hakim hücceti

Hüccet ile alır kadı rüşveti

Halk bilmiyor dini şer’i sünneti

Bozuldu sikkenin tuncuna kaldık.”

Philip Zimbardo yaptığı araştırmada insanların otoriteye ne dereceye kadar itaat edebileceğini şık bir deneysel düzenle gösterdi. Deneyin sonucuna göre insanlar, başka insanlara psikolojik acılar çektirmek pahasına otoriteye itaat etme konusunda kuvvetli bir eğilime sahipti. Üstelik itaat etmedikleri durumda kendilerine herhangi bir yaptırım uygulanmayacaktı. Zimbardo defalarca tekrarlanıp benzer sonuçlar veren deneyiyle ilgili daha sonra şöyle yazacaktı:

“Sadece işlerini yapmakta olan sıradan insanlar herhangi bir düşmanlık hissetmiyorken bile, çok yıkıcı bir sürecin aktörleri olabilirler. Dahası, yaptıkları şeyin yıkıcılığı ayan beyan olduğunda bile, ahlakın temel standartlarıyla uyumsuz şeyler yapmaları istendiğinde, pek az insan kendisinde otoriteye karşı çıkacak gücü bulur.” Yapılan bu çalışma o dönemin bir vesikası değil mi?

Soru şu: Hangi zaman daha kötü?

Cevap çok kısa: Hiçbir zaman!

Çünkü, iyi ya da kötü zaman yoktur, iyi ya da kötü insan vardır.

Marquez’in dediği gibi; Kötülük dünyada değil ey kahramanlar, kötülük yürekte.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir