Çay keyfi

Sevgi Kafeterya’da hoşça zaman geçirmiş, eğlenmiş, günün yorgunluğunu atmıştık. Gece geç saatlere dek uzamıştı. Geceye ayrı bir güzellik katan Akşehir Garnizon Komutanı Albay Osman Arıduru, bizleri çay içmeye davet etmişti. Taner Serin bu daveti büyük bir mutlulukla karşılamış, geleceğimizi söylemişti. Bizler de çok mutlu olmuştuk. Geçmişe bir baktığımızda Akşehir Garnizon’u 5-10 Temmuz Şenlikleri’nde her türlü katkıyı sağlamıştı. Misafirhanesini gelen konuklara açmış, lokalinden yararlandırmıştı.

Gün boyu yine çalışmalar sürdü. Akşamleyin yorgunluk çökmüştü. Bir eğitimci olmama karşın insana en zor gelen şeyin insan dinlemek olduğunun ayrımındayım. Sabahtan akşama dek dinledik, yeri geldi konuştuk. Düşüncelerimizi paylaştık. Akşama doğru arabaya binip Garnizon’a doğru yola koyulduk. Kısa sürede ulaşmıştık Garnizon’a. Albay Osman Arıduru bizleri kapıda karşıladı. Sevecen, güleç yüzlü, çevresine mutluluk ve pozitif enerji saçan biriydi. Bir gece önce de aynı durumu yakalamıştım. Selahattin Duman’la yan yana oturmuş, gece boyu söyleşip gülüşleriyle renklendirmişti ortamı.

Garnizon’dan içeri girince anılar abandı üzerime. Babam asker olduğu için bu ortam yabancı değildi benim için. Albay Osman Beye durumu söylemiştim. Dostça elimi sıkmıştı. Lojmanlar, orduevleri, ordu pazarları içinde geçen çocukluk yılları. Anılarımda Erzurum’a dek gittim. Hayal meyal anıları belleğimde canlandırmaya çalıştım. Merdivenlerden çıkarken anılar denizinde kulaç atmaya çalışıyordum.

Garnizon’un Lokaline gelmiştik. Gün boyu yağan yağmur durmuştu. Havadaki serinlik duyumsanıyordu. İçeri geçelim, dışarıda oturalım, konusunu terasta oturma isteğinin ağır basmasıyla çözümlemiştik. Çevremiz yemyeşil ağaçlarla, bitkilerle kaplıydı. Bin bir çeşit kuş sesi olacak gibi değildi. Kentten kaçan tüm kuşlar oraya gelip yuva kurmuştu. Saatlerce dinlenebilecek bir ezgiydi. Bazı arkadaşların konaklamayı Garnizon’da yapmak istemelerini daha iyi anlamıştım. Düşünün ya sabahın ilk saatlerindeki kuş seslerini…

Albay Osman Arıduru, hepimizle konuşup hal hatır soruyordu. Terastan baktığımızda Akşehir’in bitmez tükenmez sanısını veren görüntüsü Göl’de son buluyordu. Akşehir Gölü’nün de suyu belirginleşmişti. Buna çok sevindim. Göl’ün başka bir tadı vardı anılarımızda. Kenarında yaptığımız piknikler, maya çalma günleri nasıl unutulurdu. Terasta fotoğraf çektirdik bolca. Akşehir’i de arkamıza alarak. Sempozyuma katılanları hepsi de gelmişti bu ince davete. Ergin Gülen, Canol Kocagöz, Mustafa Yıldız, Özhan Mercan, Selahattin Duman, Sevgi hanım, Şirin hanım, Taner Serin hangisini yazayım ki tüm ekip oradaydı.

Çaylarımız geldi. Göl’e bakıp çayımı yudumlarken içimi bir sıcaklık sarıyordu havanın serinliğine karşın. Yirmi, yirmi beş yıl öncesine döndüm. Şenlikler için büyük çaba harcayan İsmet Şenoğlu, eşi Esin hanım gülümseyen bir çehreyle dikildiler karşıma. Bekir Yıldız, Aziz Nesin, Savaş Büke, Necati Abay, Nemci, Rıza, Türkan Saylan bu dünyadan göç etmişlerdi. Anıları capcanlıydı belleğimizde. İlhan Selçuk, Mustafa Balbay, Muzaffer İzgü, Muzaffer Abayhan, Ferhan Şensoy, Halit Akçatepe, Erol Günaydın daha birçok ülkemizin ünlülerinin uğrak yeri olmuştu Akşehir.

Garnizon Komutanı Albay Osman Arıduru, şenlik dönemi de beklerim diyordu. O zaman terasta oturmanın keyfi bir başka olurmuş. Farkında olmadan epey oturmuşuz. İzin isteyip kalktık. Kuşlar en güzel senfoni orkestrası gibi o güzelim sesleriyle bizleri uğurluyordu. Yeşile, güzele, içtenliğe, dostluğa doyduğumuz bir gün yaşamıştık. Teşekkürler Albay Osman Arıduru…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir