İnsan, yaşamdan aldıklarından ziyade yaşama kattıklarıyla değer kazanır. Herkes neyi istiyorsa ona sahip olur, ne olmak istiyorsa o olur. Tüm bunları gerçekleştirmenin temelinde yatan ana unsurlar güçlü inanç, sürdürülebilir karar ve karşılaşılan engellerle tükenmek bitmeyen azimli mücadeledir. Farkındaysanız her yazımda sizlere sorduğum sorularla öz muhakeme yapmanıza katkı sunmaya çalışıyorum. Tabii bu soruları öncelikle kendime sorduğumdan emin olabilirsiniz. İşte bugünkü yazımızın ana fikrini ortaya çıkaracak olan soru da şu:
Şöyle dönüp hayatımıza kısa bir göz atalım. Biz ne verdik, karşılığında ne istiyoruz?
İsterseniz öncelikle ben cevap vereyim: Ne verdiysem onu istedim ve istediğimi de aldım. Şu an bile devam ettiğim öğretmenlik mesleğinde çocuklarıma verdiklerimi ziyadesiyle alabiliyorum. İlgiyse ilgi. Sevgiyse sevgi. Onlara öncelikle değerli olduklarını hissettiriyorum. Onlar da yeri ve zamanı geldiğinde bu değeri misliyle bana yansıtıyorlar. Kız çocuklarının, kadınların umudu olmayı istedim, aşama aşama gerçekleştiriyorum. Erkek çocuklarını daha nitelikli bir yaşama hazırlamaya karar verdim, aşama aşama gerçekleştiriyorum. Çünkü bazı isteklerin gerçekleşmesi sürece tabi iken bazıları ise yankı gibidir. Verdiğinizi anında alırsınız. Nasıl mı?
Öyküde olduğu gibi:
Küçük kız babası ile ormanda yürüyüş yaparken, ayağı takılıp yere düşüyor. Can acısıyla “Ahhh” diye bağırınca ilerideki dağın tepesinden “Ahhh” diye bir ses duyuyor ve küçük kız, dağın tepesinde başka birinin olduğunu sanıp bu kez de “sen kimsin?” diye bağırıyor. Aldığı yanıt “sen kimsin” oluyor. Küçük kız bu yanıta iyice sinirlenip “sen bir korkaksın, neden saklanıyorsun?” diye haykırıyor. Dağdan gelen ses” sen bir korkaksın…” diye cevap veriyor.
Sonunda babasına soruyor “baba ne oluyor böyle?” “dinle ve öğren” diyor adam, bu kez kendisi dağa doğru “sana hayranım” diye bağırıyor. Gelen cevap “sana hayranım” oluyor. Baba tekrar bağırıyor, “sen muhteşemsin” gelen cevap “sen muhteşemsin”. Küçük kız çok şaşırıyor ama halen ne olduğunu anlayamıyor.
Adam, küçük kızına hayatın sırrını anlatmaya başlıyor.
“Buna “yankı” denir. Ama aslında bu “yaşam”dır. Yaşam daima sana, senin verdiklerini geri verir. Yaşam yaptığımız davranışların aynasıdır. Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev. Daha fazla şefkat istediğinde, daha şefkatli ol. Saygı istiyorsan insanlara daha çok saygı duy. İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan sen de daha sabırlı olmayı öğren. Çünkü yaşam bir tesadüf değil, yaptıklarımızın aynadan bir yansımasıdır. Hayat sana ancak, senin ona verdiklerini geri verir, bunu unutma!
Ve son olarak sizlere bir not:
Hayatın size verebileceği hiçbir şey yoktur;
Siz arayacaksınız,
Siz mücadele edeceksiniz,
Siz elde edeceksiniz.
Hayatın sizden aldığı hiçbir şey yoktur;
Siz ertelediniz,
Siz vazgeçtiniz,
Siz pes etttiniz.