Tarih 1924 yılının ilkbaharıdır. Erzurum ve Pasinler’de büyük bir deprem yaşanır, birçok köyde evler yıkılır, bölge insanı oldukça sıkıntılı günler geçirir.
Cumhuriyetin ilk yıllarıdır. Anadolu insanı özellikle ekonomik anlamda güçsüzdür, yıkımları onarma konusunda zorlanacaktır. Bunu iyi bilen Mustafa Kemal Atatürk, olayı yerinde görüp incelemek ve bölgenin nabzını yakalamak için Erzurum’a gider. Sizlere anlatacağım olay Pasinler ziyaretinde gerçekleşir…
Depremden zarar gören halkla görüşmek, dertlerini dinlemek ve bilgilenmek için yaşlı bir köylüye yaklaşır Mustafa Kemal Atatürk ve sorar;
”Depremde çok zarar gördün mü, baba?”
Yaşlı adam şüpheci bir tavırla bakmaktadır Atatürk’e. Bunu sezen Atatürk, sorusunu genişleterek yineler;
”Hükümet sana kaç lira verse, zararını karşılayabilirsin?”
Yaşlı adam Atatürk’ün ısrarlı sorusunu yanıtlamak zorundadır. Kendi yöresinin şivesiyle;
”Valle Padişah bilir!” der.
Atatürk gülümser bu kez ve babacan bir ses tonuyla;
”Baba, Padişah yok; onları siz kaldırmadınız mı? Söyle bakalım zararın ne?” diye sorar.
Bu kez yaşlı adam diretir;
”Padişah bilir!…”
Yaşlı adamın yanıtını kaşları çatık olarak dinleyen Mustafa Kemal yanındaki kaymakama döner ve biraz da çıkışır bir sesle;
”Siz daha devrimi yaymamışsınız.” diyerek azarlar.
Sözün burasında tahrirat kâtibi girer araya ve görevini yapmış bir insanın böbürlenmesiyle ama saygı çerçevesini de aşmadan;
”Köylere genelge yolladık Paşam.” der.
Mustafa Kemal Atatürk’ün yüzü biraz daha sertleşir o zaman;
”Oğlum, genelgeyle devrim olmaz!…” der. Der çünkü, Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in tüm kazanımlarını devrim olarak nitelemiş ve o mantıkla gerçekleştirmiştir. Vatandaşın ayağına gidilmeli, gerekirse bire bir anlatılmalı ve Anadolu insanı bilgilendirilmelidir. Kurtuluş Savaşı yıllarında;
“Size ölmeyi emrediyorum” diyen ve Anadolu insanından en küçük bir olumsuz tepki almayan Mustafa Kemal, aynı insanların her koşulda yanlarında olmaları gerektiğini bilir…
Hatay’ın Anavatan topraklarına katılma tartışmalarının yaşandığı bir Meclis oturumunda;
“Hatay benim şahsi meselem, şakaya gelmeyeceğini bilmelisiniz.” diyen koca yürekli devrimci Mustafa Kemal böyle biridir işte ve hiç kimse Mustafa Kemal Atatürk’ü olur olmaz kimselerle asla kıyaslamamalıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün;
“Şahsi meselem” dediği yurt toprağıdır. Başkalarının şahsi meseleleriyle uzaktan yakından ilgisi yoktur…