Sosyal medya hayatımızın vazgeçilmezleri arasında. 7’den 70 hemen herkesin mutlaka sosyal medya hesabı bulunuyor.
Sosyal medya, internet üzerinden dünyanın farklı uçlardaki insanları bir araya getirerek etkileşim yapmalarını sağlıyor.
Paylaşımlar sayesinde de başka insanlarla etkileşim yaparak yeni insanlarla bağlantı kurmayı sağlıyor.
Durum böyle olunca sosyal medya artık hayatımızın ayrılmaz parçası olarak bizimle beraber her yere gelebiliyor.
Lâkin sosyal medyayı kullanmasını bilmeyen toplumuz..
Amacı dışında kullanıyoruz!
Linç kampanyasının yürütüldüğü ve belden aşağı hakaretlerin klavyelerde uçuştuğu yer haline dönüştürüyoruz.
Sosyal medyanın en büyük tehlikelerinden biri de yarış halidir.
İnsanlar sürekli kendilerini birilerine beğendirmek için ya fotoğraf ya da bir söz paylaşarak beğeni ve takipçi kazanmak istiyorlar.
Bu da insanlar arasında sosyal medyada rekabete yol açıyor..
Ancak şu bir gerçek; artık sosyal medyayı reddetmek olası gözükmemektedir.
Bu durum, iletişimin yeni bir şekli olarak karşımızdadır.
Bunu tehlikesiz bir hale getirmek gerekir.
Ancak, tehlikeli yönleri fark edersek ve de çocuklarımızı ve gençlerimizi koruyabiliriz.
Bağımlılık kötü bir hastalık.
Maalesef bu bağımlılık tüm dünyayı sarmış durumda..
Yiyecek, kumar ve modern çağın diğer pek çok cazibesinde gördüğümüz üzere herhangi bir şeyin aşırı kullanımı tavsiye edilmiyor.
Genel anlamda sosyal medyanın kötü bir şey olduğunu söylemek yanlış olur zira hayatlarımıza sınırsız sayıda katkısı olduğunu göz ardı edemeyiz.
Bu noktada yapılabilecek şey, daha mutlu ve sağlıklı birer dijital yaşam sürebilmek için yeni çözümler aramak.
Amacına uygun kullandığımız her şeyin karşılığı bize mutluluk olarak döner.
Tüm amacımız da mutlu olmak için değil mi?
O halde sosyal medya bağımlılığı yerine iletişim ağımızı geliştirelim, dijital dünyayı ilim ve bilimde değerlendirelim.
Sosyal medya bizi geleneklerimizden vazgeçirmesin.
Ailemizden uzaklaştırmasın..
Sevdiklerimizden ayırmasın..
Sosyal medyanın bir paylaşım aracı olduğunu unutmayalım..