İnsanoğlu yaşadığı yerlerin değerini bilmediği sürece ektiğini biçmeye devam edecek..
Çevresini kirleterek, gölleri, dereleri, nehirleri kurutarak, ormanları yakarak, ağaçları keserek karşılığını alacak..
İklimler değişiyor, insanlar değişmiyor..
Yaşadıklarından hiç ders almıyor!
Başına bunca felaket geliyor, halen uslanmıyor!
Ormanları yakarak nefessiz, ağaçları keserek kendi bindiği dalı kesiyor.
Gölleri, nehirleri, dereleri kurutarak, doğal afetlere davetiye çıkarıyor..
Yeşili katlederek her tarafı betonarmeye çeviriyor..
Rant uğruna, yaşadığımız şehrin ne hale geldiği ortada.
Geleceğini yok ediyor, gelecek nesle ise yaşanılmayacak bir çevre bırakıyor..
Yeşil alanlar imara açılıyor, konutlar uğruna doğa yok oluyor!
Eeee, bu kadar sorumsuzluğa karşısında da doğanın da söyleyecek bir sözü olacaktır..
Deniz kendisinden çalınanı, dereler akışını keseni, bitkiler kendisini betona hapsedeni, ormanlar kendisini yok edeni, vahşi hayvanlar yaşam alanlarını yok edeni affetmiyor.
Cezasını kesecektir.
İnsan, kendisine yapılan kötülükleri affedebilir amma, doğa, yapılan kötülükleri asla affetmez!
Kendisine verilen zararı, insanlardan geri almasını bilir.
Yaşanan sel felaketleri ve toprak kaymaları doğanın intikamıdır..
Doğanın sabrı ve intikam alma sabrı sınanması tehlikeli bir uğraştır.
Dünyanın insanlı veya insansız geleceği insanın elindedir.
Çünkü insan dışında doğaya müdahale eden başka bir canlı yok.
İnsanoğlu doğa gerçeklerini çıkarları uğruna yok saydı.
Doğayı, hiç kimse dize getiremez. Doğayı tahrip ederseniz, çok acı olan sonuçlarına da katlanmanız gerekecektir.
Sonuç olarak;
Bir dakikada yok etmek elimizde ama tekrar kazanmak mümkün değil, o kadar zamanımız yok, hatırlatırım..