Bahar ve sevmek

Nazım Hikmet, “Yarıda kalan bir bahar yazısı” adlı şiirinin bitiminde şöyle der;

“…

27 benim yaşım, onun yaşı 17 .

Kör şeytan, topal şeytan, kör topal şeytan

gel bu kızı sev,dedi,

diyecektim;

diyemedim,

derim yine!

Ama yağmurmuş, yağıyormuş,

yazdığım satırları sel almışmış

cebimde 25 kuruşum kalmışmış

ne çıkar…

Bahar geldi bahar geldi bahar

bahar geldi ulan !

Tomurcuklandı içimde kan! “

Nazım dünyanın saygı duyduğu bir şair, bir kavga adamıydı ya, aynı zamanda tutkulu bir aşk ve sevda adamıydı da. Yazdığı onca şiir içinde aşka, sevdaya adanmış şiir sayısı hiç de az değildir.

Yalnızca Nazım mı? Bakın Anadolu’ya, Anadolu insanının sazına, sözüne bakın, göreceksiniz ne ölümsüz aşkların yaşandığını. Yaşanan o kutsal aşkları en güzel anlatan da yine Anadolu insanının kendisi olmuştur.

Bugünkü yazımın ortak paydası “bahar” ve “aşk” oldu sanıyorum. İçinden geçtiğimiz şu sıkıntılı günlerde gereksinim duyduğumuz, sağlık ve geçim sıkıntısından sonra gelen iki önemli başlık belki de.

Bir şiirimde;
“İnsan sevmek yürek ister” demiştim. Ne ki, sözünü ettiğim yalnızca insan değildi kuşkusuz. Seven insanın, sevilen insanın, aşk yaşayan birinin, aşka saygısı olan birinin çiçeği, böceği, ağacı, genel olarak doğayı sevmemesi olası değildir ki!

Sevmeyi, aşkı bilen birinin, insan ya da hayvan tüm canlıları sevmemesi düşünülemez ki!

Bahar neyi tetikliyor dersiniz?

Bu sorunun yanıtını bilim adamları verebilir kuşkusuz. Yine de her insan kendi bedenindeki, beynindeki, psikolojisindeki bahar değişimlerini anlamlandırabilir diye düşünüyorum.

Bir başka soru daha soralım isterseniz şimdi!

Aşkın yaşı var mı, olur mu, olmalı mıdır? Yaşınız kaç olursa olsun, şiddetle karşı çıkmalısınız böyle bir sınırlamaya. Yüreğinizin sesini dinlemeli, olabildiğince daha çok sevmeli, sevgiye, aşka olan saygınızı daha da büyütmelisiniz. O zaman göreceksiniz beyninizin de, bedeninizin de eskisinden çok daha rahat olduğunu.

Sevmek dendiğinde söylenecek çok şey var. O kadar ki, yaşayan her insanın bir sevmek öyküsü, biçimi olabilir ve hepsi doğrudur, hepsi birbirinden önemlidir, değerlidir. İyisi mi ben başka bir şiirimden alıntı yaparak bitireyim yazımı ve hangi yaştan olursanız olun baharla, sevmekle baş başa bırakayım sizi…

“…

İşte öyle, bildiğin gibi sonrası,

sonrası yaşadığımız gibi, birlikte.

İyisi mi, aşkı anlatayım sana ben,

yetmişinden sonra da sevileceğini insanın…”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir