Fıkrayı duymuş, dinlemiş olabilirsiniz. Ben bir kez daha anlatmak istiyorum sizlere…
Laz’ın biri trenle yolculuk yapmaktadır. Cam kenarındaki küçük masaya bir poşet açar, içinden bir şeyler çıkarıp yemeye başlar.
Karşısında oturan adamın dikkatini çeker Laz’ın yedikleri. Yediklerini çiğnerken çatır çutur sesler gelmektedir. Adam bir şeye benzetemez ya merakını da gideremez ve sorar;
“Afedersiniz, o yediğiniz nedir?”
Laz yanıtlar;
“Kurutulmuş balık başı.”
Adamın merakı iyice artmıştır, tekrar sorar;
“Neden, ne faydası var size?”
Laz gülümseyerek, kurnazca yanıtlar adamı;
“Zekayı geliştirir.”
İyice ilgisini çeker adamın. Bu kez de;
“Nereden bulabilirim” diye sorar.
“Bende fazlası var, size satabilirim” diye yanıtlar Laz.
Sorar adam;
“Kaç lira?”
“5 tanesi 100 lira” der Laz.
Pazarlık biter, Laz çantasından 5 tane kurutulmuş balık başı çıkarıp adama verir, karşılığında 100 lirayı alır ve adamın kurutulmuş balık başı yemesini seyre koyulur.
Tatsız tuzsuz bir şeydir. Yemesi de öyle kolay değildir. Gürültüyle yenmektedir, yerken de damağına batmaktadır adamın.
Birini yer adam. İkinciyi yerken duraksar biraz, yine de devam eder yemeye. Üçüncü balık başını çiğnemeye başladığında düşünür;
“Balığın kilosu 50 lira balıkçıda. Bir kilo balıktan çok sayıda balık başı çıkar. Ben neden 5 tane kurutulmuş balık başına 100 lira verdim ki?”
Durur ve Laz’a bakar, düşündüklerini yüksek sesle söyler;
“Sen beni aldattın!”
“Neden” der Laz.
“Balığın kilosu 50 lira, bir kilo balıktan çok sayıda balık başı çıkar, sen bana 5 tanesini 100 liraya sattın.”
Yanıtı yapıştırır Laz:
“Söylemiştim sana, gördün mü bak, zekân gelişmeye başlamış bile.”
Söylediğim gibi bu bir fıkra. Siz alıp başka birilerini de fıkranın kahramanı yapabilirsiniz kuşkusuz, maksat muhabbet olsun, maksat gülmek olsun…
Şimdi gelelim işin gerçeğine!
Bizi yönetenler, yıllardır, 50 liralık bir malı katlaya katlaya bize 500 liraya yedirdiler mi, hâlâ daha yediriyorlar mı?
Bakkala, manava, markete gittiğinizde, bir hafta önce aldığınız malı yine aynı fiyata alabildiniz mi?
Biz, bu ülkenin insanları, bu anlamda yıllardır kurutulmuş balık başı yedik mi, yedirdiler mi bize?
Şimdi soralım öyleyse kendimize; zekâmızda bir gelişme var mı?
Ah şu fıkralar, ne de güzel anlatırlar…