Kütüphaneler haftası

Kütüphaneler Haftasında Bursa’daydık. Bu Yayınevi’nin katkılarıyla hafta daha bir renklendi. Bu Yayınevi Bursa Temsilciliğinin öncülüğü ve Tophane Çocuk Kütüphanesi çabalarıyla Nur İçözü, İncila Çalışkan ve Savaş Ünlü okurlarıyla buluştu. Söyleşiler yapıldı. Kitaplar imzalandı.

Bursa’nın tek çocuk kütüphanesi olan Tophane Çocuk Kütüphanesi tarihe tanıklık ediyor.

1339’da yapılmış külliyenin bir bölümü şimdilerde kütüphane olarak kullanılıyor. Osmanlı döneminden günümüze uzanan bir köprü gibi şimdi bile ayakta. Dimdik duruşuyla çok şeyler anlatıyor insanlara.

Taş yapının ihtişamını içeriye girince anlıyorsunuz. Kubbeli yapısı, kemerleri, sütunlarıyla “Tam kütüphane olacak yer.” dedirtiyor görenlere. İçeri adım atar atmaz bir güzellik demeti sarıveriyor insanı. Tarih kokan, tarihe tanıklık eden bir yapıda kitap okunmaz, yazı yazılmaz da ne yapılır, dedim kendi kendime. Kütüphaneyi sahiplenen, binanın eline yüzüne bakılır duruma gelmesini sağlayan Hayati Ateş. Güleç yüzlü hoş sohbet, sevecen bir kitap sever. Çocuklara kitap sevgisini kazandırmak için elinden geleni yapıyor.”Güzelleşmeli bu tarihi bina. Göze ve gönle hitap etmeli. Devlet babadan her şeyi beklemek dönemi geçti. Burada tek başıma çalışıyorum. Boyasından tamirine kadar her şeyini ben yaptım. Burası önceleri mezbelelikti. Başıboş insanların barınağıydı. Kütüphaneler Koruma ve Yardım Derneği Başkanı Sayın Ayşen Taşkın’ın da katkılarıyla kütüphaneyi bu hale getirdik. Şimdi kütüphanemiz işler bir durumda. Burada ödev yapanların ve kitap okuyanların çoğalması bizleri mutlu ediyor.” diyor.

Hayati Ateş haftanın altı günü çalışıyor. Bilgisayarı bile evinden getirmiş. Kütüphanenin dolap ve rafları ise bağış olarak alınmış. Kitapların çoğu gelen yardımlar yoluyla elde edilmiş. Kitapla yetinmiyor sevgili Hayati Ateş: Öğrencilere satranç öğretiyor. Okumaktan yorulanlar resim yapıyor. Resimler kütüphanenin panosunda sergileniyor. Kütüphanenin onarımını videoya kaydetmiş. Onları izletti bizlere. Onca yoksunluk içinde çölde bir vaha yaratmış bence.

Sabahki söyleşilerimiz çok renkli geçti. Öğrenciler mutlu oldular. Bizler de mutluyduk. Hayati Ateş’in yüzü aydınlanıyordu içerideki etkinlikleri görünce.”Çok güzel işler yapıyorsunuz .” dedim. Alçakgönüllüce başını önüne eğdi. “Çok şeyler de yapabiliriz.” dedi. Duygulanmıştı. Arkasını döndü. Gözyaşlarını tutamamıştı…

Öğleden sonra Ayşen Taşkın geldi. Girişken, sosyal etkinliklerde sürekli yer olan, sıcakkanlı bir bayan. Çevresine sevgiyle bakan, elinin değdiği yere gül dikenlerden. Öğleden sonraki söyleşiye “Yıldırım İlçesi” Belediye Başkanı Özgen Keskin de gelecekmiş. Kütüphane tarihi günlerinden birini daha yaşıyor. Her yerde çocuk var. Sandalyeler yetmeyince masaların üzerine oturdular sevgili küçük dostlarımız. Özgen Keskin de yazar, sanatçı bir belediye başkanı. Birlikte çok güzel söyleştik. Söyleşi sonunda öğrencilere günün anısına kitap ve kalem dağıttı.

Akşamleyin hepimiz yorulmuştuk. Tatlı bir yorgunluktu bizimkisi. Hayati Ateş ve Ayşen Taşkın sandalyeleri toplamaya başladılar. Sonra durum anlaşıldı. Ayşen Hanım kütüphanenin sandalyelerini boyattıracakmış.

Akşam serinliğinde bilgisayardan yükselen ney sesiyle yorgunluğumuzu atmaya çalıştık. Ben kendi adıma mutluydum. Hayati Ateş, Ayşen Taşkın, Özgen Keskin’i tanımıştım. Yüzlerce öğrenciyle konuşmuştum. Hayati Ateş bu çalışmalarından dolayı ödüllendirilir, diyordum. “Ne gezer! Yaptığımız her iş soruşturma konusu oluyor, ödüllendirmeden vazgeçtim, ceza almasam mutlu olacağım.” diyor.

Akşam alacası Bursa’nın üzerine düşerken yüzlerce yıllık yapıyı kitaplarla baş başa bırakıp oradan ayrıldık. Muhteşem yapının anlatacağı çok şeyler var. Ah bir anlayan olabilse!

Teşekkürler Hayati Ateş! Taşa can vermişsiniz. Okuma aşkı için çoban ateşi yakmışsınız.

Burada kaldığımız süre içinde çok iyi ağırlanıyoruz. Öğlenleri ünlü pideli köfte yiyoruz. Akşamları ise EFEHAN Otel’deyiz. Otel evimizi aratmıyor. Tüm personeline teşekkürü bir borç biliyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir