Hatay’ın sahipsiz ve yetim olduğunu her söylemimde dile getirirdim.
Yeni bir şey de değil, yıllardır bunu hem ben hem de Hatay’da yaşayan hemen herkes söyler. Her alanda üst düzeyde genel bütçeye katkı sağlayan biz Hataylılar ne yazık ki iş hizmete gelince listede en alt sıralardan gireriz.
Kanıksadık ta…
Çukurlu yolları, elektrik kesintilerini, çevre kirliliğini, sorumsuzluğu, duyarsızlığı kanıksadık. Artık eskisi gibi ses eden yok!
Kim bilir belki söylemekten bıktık usandık…
Kim bilir belki bizi duyacakları umudunu yitirdik!
Kim bilir belki biz yorulduk!
Veya belki onlar artık biz talep ede ede kanıksadılar!
Hangisi bilmiyorum ama bugün ölüyoruz!
Bugün Hatay ölüyor ve ne yazık ki 2 aydan bu yana ‘Tam Kapanma’ çağrılarımızı duyan yok!
Tıpkı daha önce en doğal hakkımız olan taleplerimiz de olduğu gibi ‘ölüyoruz’ nidalarımızı duyan yok!
Evet ölüyoruz!
Kulağa hoş gelmeyebilir ama ölüyoruz!
Hatay yaşadığı mevsim gereği sadece ağaçlarında ki yaprakları değil, büyüklerini de döküyor. Duyan yok, ilgilenen yok.
Her gün onlarca insanının kaybediyor Hatay.
Kimi evinde, kimi hastanede can çekişiyor.
Yoğun bakım ünitelerinde yer yok.
İnsanlar hastane kapılarında sürünüyor.
Ve korkuyorum ki Hataylılar bunu da kanıksayacak!
Tıpkı yol talepleri gibi…
Tıpkı elektrik talepleri, su talepleri gibi…
Ölümleri de kanıksayacak!