Prof. Dr. Sedat Sayar ile Söyleşi

SİZİN DİĞER ADAYLARDAN FARKINIZ NEDİR?

GİRİŞ:
Bu haftaki söyleşimde yine benim için özel bir isim var. Her ne kadar orada yaşamadıysam o köy bizim köyümüzdür. Önceleri Samandağ’a, şimdilerde ise Defne’ye bağlı Aknehir Köyü; Yaşam hücrelerimizin şekillendiği yer. İnsanı; sevecen, dürüst, çalışkan ve her şeyden önemli vicdani değerleri çok yüksektir. Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Bilimleri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Sedat Sayar dostumun yüzü ve yüreğinde hep tatlı bir gülümseme hissedersiniz. Aradan yıllar geçti. Aynı dönemlerde okumak üzere üniversitelerimize gitmiş ve zaman zaman birbirimiz hakkında haberlerimiz olmuştu. Yaşamını başarılarla doldurmuş içimizden biri, güzel bir yürek Prof. Dr. Sedat Sayar dostuma sizler adına birkaç soru sordum, detaylıca tanıyalım derim. İyi okumalar.

Nebih Nafile

Sevgili Sedat Sayar dostum, sorularıma geçmeden önce yaşamları örnek olan babanız Bedi Sayar ve amcanız Sait Sayar ağabeylerime Aknehir’de gerçekleştirdikleri sevgi seli ve emekleri için buradan saygılarımı iletmek isterim. Dilerseniz çocukluğunuzdan bugüne kadar olan yaşam hikayenizi kısa kısa paylaşalım. Kimdir Sedat Sayar?

Sevgili Nebih arkadaşım öncelikle çok teşekkür ediyorum bana kendi köşende yer verdiğin için. Yaptıklarını zevkle takip ediyorum ve başarılarının devamını diliyorum.

Ben 1971 yılında Samandağ’a bağlı Akınyolu Köyünde doğdum. İlkokulu Akınyolu Köyü İlkokulunda, Ortaokulu Nahırlı Ortaokulunda ve daha sonra Liseyi Antakya Kurtuluş Lisesinde tamamladım. 1994 yılında Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünü tamamladıktan sonra o zaman yeni açılmış olan Mersin Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünde yüksek lisansa ve aynı zamanda araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladım. 1998-2003 yılları arasında doktoramı Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Anabilim Dalında tamamladım. 2004-2006 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri’nde doktora sonrası araştırmacı olarak Iowa Eyalet Üniversitesinde çeşitli araştırmalar yaptım. Türkiye’ye döndükten sonra yine Mersin Üniversitesinde Yardımcı Doçent olarak çalışmaya devam ettim. Aynı üniversitede 2012 yılında Doçent ve 2018 de Profesör unvanlarını aldım. Gıda Mühendisliği Bölümü çatısı altında daha çok hububat ve ürünleri teknolojisi, nişasta ve besinsel liflerin fonksiyonel özellikleri ile ilgili araştırmalar yapıyorum. Şimdiye kadar 6 yüksek lisans ve 2 doktora öğrencisi mezun ettim. Misafir öğretim üyesi olarak farklı yıllarda İtalya ve Portekiz’deki iki farklı üniversitede Erasmus kapsamında dersler verdim.

Mesleğiniz olan Gıda Mühendisliği hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

Gıda mühendisliği bölümlerinde; temel mühendislik, mikrobiyoloji, gıda kimyası, biyokimya ve gıda teknolojileri konularında eğitim verilmektedir. Gıda mühendisliği eğitiminde diğer mühendislik dallarında olduğu gibi ağırlıklı olarak sadece akışkanlar mekaniği, mukavemet, ısı transferi, termodinamik ve tasarım gibi dersler olmayıp, kimya, biyokimya ve mikrobiyoloji gibi derslerde de yer almaktadır. Gıda mühendisleri, almış oldukları eğitim sayesinde gıdaların üretimi, depolaması, satışı ve kalite kontrolü ile ilgile tüm alanlarda görev almaktadır. Temel amaçlarımız öncelikle insan sağlığına uygun, kaliteli ve güvenli gıdaların üretimidir. Gıda Mühendisliği mesleği direkt olarak insan beslenmesi ile ilgili olduğu için her zaman ihtiyaç duyulacak bir meslek grubudur.

Ülkemizde şu anda 46 üniversitede gıda mühendisliği bölümleri mevcuttur. Hatay ve yakın çevresindeki illere baktığımızda Hatay, Adana, Mersin, Osmaniye, Gaziantep ve Kahramanmaraş illerimizdeki üniversitelerin hepsinde gıda mühendisliği bölümleri mevcuttur.

Son yıllarda gıdalarda renklendirici olarak çokça katkı maddeleri konulmakta olduğunu biliyoruz. Sağlık açısından ne derece güvenli? İyi ve kötü olanları nasıl ayırt edebiliriz?

Öncelikle şunu belirtmekte fayda görüyorum: Bütün gıda katkı maddeleri, birçok toksikolojik testten geçirildikten sonra kullanımına izin verilen maddelerdir. Renklendiricilerde de durum böyledir. Markası bilinen ve mevzuata uygun üretim yapan gıda firmalarının ürünleri ile ilgili korkacak bir durum yoktur. Katkı maddesi içeren gıda maddelerinin tüketiminde dikkat edilecek en önemli nokta tüketim sıklığıdır. Bu tip ürünleri aşırı bir şekilde tüketmemek gerekmektedir. Ülkemizde renklendiriciler ve tüm gıda katkı maddeleri için “Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği” mevcuttur. Bu yönetmelikte bu tarz maddelerin hangi gıdalarda hangi miktarlarda kullanılabileceği açıkça belirtilmiştir. Gıda renklendiricileri konusu tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en çok tartışılan konulardan birisidir. Gıdalarda kullanılan renk maddeleri yapay ve doğal olmak üzere iki ana grupta incelenmektedir. Doğal gıda renklendiricilerinde (beta karoten, karamel, klorofil, likopen vs.) sağlık açısından herhangi bir olumsuz durum söz konusu değildir. Yapay renklendiricilerin kullanımında ise kısıtlamalar ve üst sınırlar vardır. Çünkü yapay renklendiricilerin bazı kişilerde allerjik reaksiyon, deri döküntüleri, astım ve hiperaktivite gibi sağlık sorunlarına yol açtıkları belirtilmektedir. Yapay renklendiriciler içinde en çok kullanılanları: Alura Red, Amarant, Azorubin, Brilliant Black, Brilliant Blue, Brown HT, Eritrosin, Green S, İndigatin, Kinolin Sarısı, Patent Blue, Ponso 4R, Red 2G, Sunset Yellow ve Tartrazin. Satın aldığımız gıdaların etiketlerini kontrol edersek bileşiminde bu tarz maddeleri içerip içermediğini kontrol edebiliriz.

Siz de biliyorsunuz ki birçok şeyi yaşayarak öğreniyoruz. Gıda Mühendisliği bölümünde okuyan ve ileriki yıllarda bu bölümü tercih edecek öğrenciler için ne gibi tavsiyeleriniz olabilir?

Bununla ilgili olarak öncelikle genel bir şey söylemek isterim: Üniversite yaşamında gençlerimizin öncelikle kendi birikimlerine olumlu katkılar yapması gerektiğini düşünüyorum. Bunun içerisine sanatsal etkinlikler, kültürel etkinlikler, spor, edebiyat, dil öğrenmek vb birçok faaliyeti ekleyebiliriz. Bu konularda kendini ön plana çıkaran öğrencilerimizin ilerde iş yaşantısında da daha başarılı olduklarını gözlemliyorum.

Gıda mühendisliği özelinde söylemek gerekirse, yukarıda da bahsettiğim gibi gıda mühendisliği eğitiminin yelpazesi biraz geniştir. Yani öğrencimiz bir taraftan ısı transferi ve akışkanlar mekaniği gibi mühendislik dersleri alırken öbür taraftan biyokimya ve mikrobiyoloji gibi çok farklı bir alandan da dersler alması gerekmektedir.

Gıda mühendisliği bölümünü tercih etmek isteyen öğrenci arkadaşlarımıza tavsiyem şu olabilir: Öncelikle bu mühendislik dalından her yıl ihtiyaçtan çok daha fazla mezun verilmektedir. Dolayısıyla mezun olduktan sonra rekabet çok çetin koşullarda gerçekleşmektedir. Bu nedenle bu bölümü okurken kendilerini çok farklı alanlarda geliştirmek durumundalar. Yani çok başarılı olmaları yanında sosyal iletişim, girişkenlik, yabancı dil becerisi vs gibi konularda da çok iyi olmaları gerekmektedir. Özel sektör temsilcileri eleman alımında iş başvurusunda bulunan kişiye direkt olmasa da özetle şunu sorar: “Sizin diğer adaylardan farkınız nedir?” Ya da “seni neden işe almalıyım?” Burada ön plana çıkan önemli kriterler sanırım iletişim becerisi, iş bitirme kabiliyeti, yabancı dil bilgisi, uyumlu çalışabilme becerisi, iş ahlakı vs. gibi hususlardır.

Toplum sağlığı açısından Gıda Mühendisliği bölümü önem arz etmekte. Kamu ve özel sektördeki istihdam durumu sizce ne düzeyde?

Gıda mühendisleri kamu sektöründe Gıda, Tarım ve Ormancılık, Sağlık, Ticaret ve Gümrük Bakanlığı, TÜBİTAK ve belediyelere bağlı çeşitli birimlerde istihdam alanı bulabilmektedir. Ancak buralardaki istihdam sayısı oldukça sınırlıdır.

Özel sektörde ise istihdam şansı daha fazladır. Özellikle her tür gıda ürününü işleyen, pazarlayan, depolayan veya kalite kontrolünü yapan çok farklı firmalarda çalışma şansı bulunabilmektedir. Tabi yukarıda da belirttiğim gibi her yıl çok fazla mezun verilmesinden dolayı iş bulma şansı da azalmaktadır.

Öncelikle düşüncelerinizi okurlarımla paylaştığınız için teşekkür ediyorum. Pandemi süreci nedeniyle söyleşimizi uzaktan yapmak zorunda kaldık. O içten, güzel, samimi gülümsemenizi ve yüreğinizdeki sıcaklığı tekrar hissettiğim için mutlu oldum. Çalışma hayatında başarılar ümit ediyorum.

Ben çok teşekkür ediyorum. Bütün okurlarımıza sağlıklı ve huzurlu güzel günler diliyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir