Bazı günleri, bazı işlere ayırmak zamanı değerlendirmek açısından önemlidir. Toplantıları, görüşmeleri o güne sığdırmak hem disiplin, hem de sözü yerine getirmek açısından anlamlı oluyor. Tenis Kulüp’de her çarşamba günü yapılan toplantılar gelenekselleşti. Afrika sıcakları olsa da, Sibirya soğukları olsa da toplantılara tam kadro katılıyorlar. Ülke gündemine katkıda bulunmak, bunları paylaşmak, yeri geldiğinde bunları gerekli makamlara duyurup çözüm geliştirmeyi bir görev olarak biliyorlar.
İzmir’in iş, sanat, siyaset, medya, spor alanındaki tanınmış insanlar çağrılıyor bu toplantılara. Bir masa çevresinde hem yemek yeniyor, hem de sorunlar masaya yatırılıyor. Katılımcılar, önce o günün konuğunu dinliyor. Sonra herkes düşüncesini açıklıyor. Öyle ilginç düşünceler çıkıyor ki ortaya, işte paylaşım bu olmalı demeden edemiyor insan. Alınan kararlar, çıkan sonuçlar gerekli yerlere ulaştırılıyor.
Toplantıları düzenleme işi sevgili İbrahim Yüncü’nün. Sevgili Yüncü, toplantıları güzelleştiriyor. Toplantıların tek düzelikten kurtarıp sevimli hale gelmesini sağlıyor. Yaptığı espriler, yerinde kullandığı nükteler katılımcılara hoş zaman geçirtiyor. Alaattin Yüksel, Ali Nail Kubalı, Kemal Tatari, Hikmet Yorgancılar, Ramiz Eronat, İbrahim Yüncü, Güngör Kaftancı, Oktay Karal, Kudret Güven, Yılmaz Doğanca, Gürsel Hancı, Hülya Güven, Tolga Hancı, Kenan Gökkaya, Tuncel Güloğlu, Savaş Ünlü, Ülkü Caner, Bilgin Erünal, İlknur Denizli, Tevfik Balcıoğlu, Mevlüt Taga, Hamdi Tanık, Cengiz Türksoy, Ulvi Puğ toplantıların değişmez adları.
Son aylarda değişmez konu türban sorunuydu. Bu konu üzerinde toplantıya katılanlar görüşlerini dile getirip türbana karşı olduklarını dillendiriyorlar. Toplantıya katılanların bir de sitesi var. Bu site İzmir kentinin de sitesi sayılıyor: www.izgep.org
Önceleri Tenis Kulüp’te yapılan toplantılarımız, daha sonra İzmir Ticaret Odası’nın lokanta bölümünde yapılmaya başladı. Daha sakin, daha önü açık bir yer. Körfez önümüzde uzanıyor. Masmavi engin toplantılarımıza başka bir güzellik katıyor. Bize özgü ayrı bir yer ayrılıyor. Biz bize olmak, gürültüyü daha bir azaltıyor. Her toplantının ayrı bir başkanı olmasına karşın, İbrahim Yüncü toplantılarımızın onursal başkanı oluyor. Toplantıları güzelleştiren de İbrahim Yüncü’nün nükteleri. Bir Nasrettin Hoca, bir Bektaşi gibi hazır cevaplık herkesin başarabileceği bir iş değil.
Toplantıların müdavimleri olarak en çok hoşumuza giden sevgili Kenan Gökkaya’nın konserlerine gitmek. Cuma akşamlarımızı senfoniye ayırıyoruz. Senfoninin başarılı Müdürü Kenan dostumuz bizi koltuklarda görünce yüzünde güller açılıyor. Sevgili Kenan Gökkaya’yı sadece İzmir’de değil, İzmir dışında da yalnız bırakmamaya özen gösteriyoruz. Sevgili Kenan Gökkaya, senfoniyle köy, kasaba, ilçe fark etmiyor, geziyor ışığı, sanatı taşıyor. Lüks ışıkları eşliğinde, traktör römorkunda klasik konser veriyor. Köylünün de müziğe ilgisini bulup çıkartmaya çalışıyor.
Çarşamba toplantıları dostlarının yolları mutlaka bir yerlerde kesişiyor, onları birleştiren bir şeyler çıkıyor. Sanat, kültür bizlere yol gösteriyor. Sanatın aydınlık yolunda buluşmanın tadı çoğu şeye değişilmiyor. Son aylarda toplantılarımızın değişmez kişisi avukat Gönül Özsoy çok okuyan, araştıran, inceleyene, irdeleyen birisi. Eşi İzmir Efes Koleji’nin kurucularından Tuncer Özsoy. Her Çarşamba günü beni okuldan alıyor, Alsancak’a doğru yola koyuluyoruz.
Büyük kentlerde bu gibi toplantılar insanı daha bir kaynaştırıyor. İşim vardı, zamanım yoktu görüşemedik bahanelerini de ortadan kaldırıyor. Böyle toplantılar her yerde yapılabilir. Bir deneyin bizlere hak vereceksiniz…